Güncel
Mete Yarar: El Bab’ı tüketmeden
Follow @dusuncemektebi2
24 Ağustos 2016 tarihinde koalisyon güçleriyle koordineli olarak başlatılan ‘Fırat Kalkanı Harekâtı’nda, 24 Şubat 2017 tarihi itibarıyla Bab bölgesi kontrol altına alındı. Dabık sonrasında tek başına yaptığımız bu operasyonda neler yaşandı unutmadan madde madde yazmak istedim.
Herkesin ‘bittiler’ dedikleri bir anda Türk milleti hiç dizlerinin üstüne çökmediÄŸini göstererek bu dünyanın en zor harekat ÅŸekli olan hibrit operasyonu gerçekleÅŸtirdi.
Bunu yaparken yalnızca DAEÅž’le deÄŸil müttefik olduÄŸunu söyleyen ülkelerin Ali Cengiz oyunlarıyla da mücadele etti. Söylenen bir gerçek var ki 11 kasım-11 ocak tarihi arasında yaÅŸananlar güçlü ve kendine yeterli olmanın gerekliliÄŸini bir kez daha ortaya koydu. Bu süreç tarihe not olarak kaydedildi.
***
Bu operasyonda TSK’nın ismi ön plana çıksa da MÄ°T’in Dış Operasyon Dairesi’nin yaptıkları asla unutulmamalıdır. Tarihinde bu çapta bir harekatta ilk kez bulunuyorlar ve bunu da layıkıyla yapmaya çalışıyorlar. GeçmiÅŸte farklı gruplara ihale edilen görevleri kendi yetiÅŸmiÅŸ elemanlarıyla bünye içinde yapmayı baÅŸardılar.
Yıllarca herkesin beraber çalıştığı bir grup varken Türkiye bu konudan uzak durur ve gruplara eşit davranmaya çalışırdı. Sonuçta da kimseye yaranamadığı gibi yalnız adamı oynardı. İlk kez kazanan tarafta olmak isteyen gruplar Türkiye ile ortak hareket etmek zorundalar.
Askeri kazanımların dış politikada ne kadar önemli olduğu bu harekatla bir kez daha ortaya çıktı. Masaya oturmak isteyenlerin sahada bulunmasının bir zorunluluk olduğu görüldü. Eskiden tabure bile verilmeyen bir masada karar verici olarak oturmayı bu sayede başardık.
Türkiye’ye örtülü operasyon çekmeye çalışanların karşısında aynı muameleyi çekmeye hazır artık yetiÅŸmiÅŸ bir kadro var. Bu kadro her geçen gün daha fazla teknik bilgiye ve tecrübeye sahip oluyor.
TSK, son üç yılda yaÅŸananlardan sonra konsept deÄŸiÅŸikliÄŸine geçiÅŸi hızlandırmak zorunda olduÄŸunun farkındadır. Bu geçiÅŸi doÄŸru yapabilmek adına Fırat Kalkanı’nda elde ettiÄŸi tecrübeyi kullanacaktır.
***
Asimetrik bir savaşta asimetrik dış politikaya ihtiyaç olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Asimetrik savaşın değişkenliği içinde değişken bir dış politika artık bir zorunluluk haline geldi. Salt müttefik tanımı içinde kalındığında kısıtlayıcı faktörler devreye girmeye başladı. Zamana ve mekana göre işbirliği daha gerçekçi oldu.
Bölgede terör örgütleriyle iÅŸbirliÄŸi yapmanın gerekli olduÄŸu tezini ortaya atan müttefiklerin önüne temiz seçenekler sunuldu. Bu tezin ardına sığınamayacaklarını artık onlar da biliyor. Son bölümde TSK’nın sözleriyle devam edelim.
“Harekâtın hedeflerine ulaÅŸmasında ve böyle baÅŸarılı bir sonucun elde edilmesinde, hiç kuÅŸkusuz en büyük pay baÅŸta hayatlarını bu uÄŸurda hiç çekinmeden feda eden aziz ÅŸehitlerimize, operasyonlarda yaralanan ve harekât boyunca kahramanca mücadele eden silah arkadaÅŸlarımıza aittir. Harekâtta hayatını kaybeden aziz ÅŸehitlerimize Allah’tan rahmet, ÅŸehitlerimizin deÄŸerli ailelerine Türk Silahlı Kuvvetleri ile yüce Türk milletine baÅŸsaÄŸlığı ve sabır; yaralanan kahraman silah arkadaÅŸlarımıza da acil ÅŸifalar dileriz. Ayrıca; vatanlarının kurtarılmasında DEAÅž baÅŸta olmak üzere terör örgütlerine karşı kahramanca mücadele ederken ÅŸehit olan ÖSO mensuplarına da Allah’tan rahmet ve yaralananlarına acil ÅŸifalar diliyoruz. Türk Silahlı Kuvvetleri; her zaman olduÄŸu gibi sarsılmaz bir inanç, sabır, kahramanlık ve fedakârlıkla tehdidin kaynağı neresi olursa olsun, bayraklaÅŸan vatan topraklarının güvenliÄŸini saÄŸlamak amacıyla faaliyetlerine aynı azim ve kararlılıkla devam edecektir.”
Son söz bizden, ‘Allah yar ve yardımcımız olsun’...
Henüz yorum yapılmamış.